AKSİYOMATİK TASARIM
Aksiyomatik kavramlar
 
 
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
              
 
 
    
 
   insan bilincinin sabitleridir; insan
bilincinin sürekliliğini kimliklendiren ve böylece bu sürekliliği koruyan
bilgisel bütünleştiricilerdir. Aksiyomatik kavramlar
 
   diğer bütün kavramlarda zımnen varolan
psikolojik zaman ölçümlerinin dışarıda bırakılmış olduğunu
 
   açık olarak ifade ederler. 
Hatırlanmalıdır ki; kavramsal
haberdarlık
 
   geçmişi
 
   şimdiyi ve geleceği bütünleştirmeğe muktedir
tek haberdarlık tipidir. Duyumlar
 
   sadece şimdiki zamandan haber verir ve
yaşanan anın ötesinde muhafaza edilemez; algılar
 
   muhafaza edilir ve otomatik hafıza
vasıtasıyla geçmişle gevşek bir bağlantı sağlayabilir
 
   ama geleceği öngöremez. Sadece kavramsal
haberdarlık
 
   geçmiş
 
   şimdiki ve gelecek bütün yaşantıyı
(dışabakışsal olarak
 
   mevcudiyetin sürekliliğini; içebakışsal
olarak
 
   bilincin sürekliliğini) kavramaya ve göz
önünde tutmaya
 
   böylece sahibine geleceği uzun-vadeli olarak
öngörme yeteneği vermeye muktedirdir. Bu sürekliliğin kavranması ve göz önüne
getirilmesi
 
   aksiyomatik kavramlar vasıtasıyla olur;
böylece
 
   mevcudiyet ve bilinç olgularının tamamı
 
   bilinçli haberdarlık alanına sokulur ve
bilgi haline getirilir. Aksiyomatik kavramlar
 
   bilginin ön-şartını belirler; bilginin
ön-şartı: mevcudiyet ile bilinç arasındaki ayrımın farkında olmaktır; realite
ile realiteden haberdarlık arasındaki ayrımın
 
   bilgilenmenin nesnesi ile öznesi arasındaki
ayrımın farkında olmaktır.
Aksiyomatik kavramlar
 
   OBJEKTİF' liğin temelidir. 
Aksiyomatik kavramlar
Aksiyomatik kavramlar
 
   bir çocuğun veya bir hayvanın bilincinde
sadece zımnen bulunan bir şeyi açık olarak kimliklendirir. (Zımni bilgi
 
   pasif olarak zihinde tutulan ve kavranması
için bilincin özel bir odaklanmışlığını ve işlem yapmasını gerektiren
 
   malzemedir. Zımni bilgiyi açık bilgi haline
getiren bilinç işlemini
 
   bir çocuk er-geç öğrenir; ama
 
   bir hayvan hiç öğrenemez.) 
Bir hayvanın algısal haberdarlık durumu
 
   kelimelerle anlatılabilseydi; bu durum
 
   rasgele anların
 
   bağlantısı olmayan bir dizisinden ibaret
olurdu: Mesela
 
   "İşte şimdi masa; işte şimdi ağaç; işte
şimdi adam; işte şimdi görüyorum; işte şimdi duyuyorum; vs." Ertesi gün
veya saat
 
   bu dizi
 
   sil baştan tekrar başlar ve sadece basit
bazı hafıza bağları eklenebilir: Mesela
 
   "bu şimdi yem; bu şimdi sahip;
vs." Aynı malzeme üzerinde
 
   bir insan bilincinin aksiyomatik kavramlar
vasıtasıyla yaptığını kelimelerle ifade edersek: "Masa mevcuttur; ağaç
mevcuttur; insan mevcuttur; ben bilinçliyim." 
Bir hayvanın algısal haberdarlık durumu
Aksiyomatik kavramlar
 
   bir gurup mevcut-şeyin diğerlerinden ayırt
edilmesiyle teşkil edilmeyip
 
   bütün mevcut-şeylerin bütünleştirilmesini
temsil ettiklerinden; başka hiçbir şey ile Kavramsal Asgari Müştereğe sahip
değildirler. Aksiyomatik kavramların hiçbir zıddı ve hiçbir alternatifi yoktur.
"Masa" kavramının zıddı vardır: "gayrı-masa"; bir
gayri-masa
 
   masa dışındaki her cins mevcut-şeydir.
"İnsan" kavramının zıddı vardır: "gayrı-insan"; bir
gayrı-insan
 
   insan dışındaki her cins mevcut-şeydir. Ama
 
   "mevcudiyet
 
  " "kimlik" ve
"bilinç"in hiçbir zıddı yoktur. Bunların zıddı
 
   hükümsüzdür
 
   geçersizdir
 
   anlamsızdır. 
"Mevcudiyet" kavramı; altındaki mevcut-şeylerin
 
   nelerden ibaret olduğuna işaret etmez: sadece
 
   onların mevcut olduğu birincil olgusunun
altını çizer. "Kimlik" kavramı; altındaki mevcut-şeylerin özel
tabiatlarına işaret etmez: sadece
 
   onların ne ise o oldukları birincil
olgusunun altını çizer. "Bilinç" kavramı; birisinin
 
   hangi mevcut-şeylerin bilincinde olduğuna
işaret etmez: sadece
 
   birisinin bilinçli olduğu birincil olgusunun altını
çizer. 
Birincil olguların altlarının çizilmesi
 
   aksiyomatik kavramların hayati epistemolojik
fonksiyonlarından biridir. Aksiyomatik kavramların birincil olgulara işaret
ediyor olması
 
   onların ancak tekrarlamalar halinde cümle
içinde kullanılabilmesinin sebebidir :
Mevcudiyet mevcuttur; Bilinç bilinçlidir; A= A'dır. (Bu temel ve hatırlatıcı cümleler
 
   aksiyomatik kavramları
 
   formel aksiyomlara dönüştürür.) 
"Mevcudiyet" kavramı; altındaki mevcut-şeylerin
Birincil olguların altlarının çizilmesi
Mevcudiyet mevcuttur; Bilinç bilinçlidir; A= A'dır. (Bu temel ve hatırlatıcı cümleler
Hayvanlar için hiç önemli olmayan
bu özel altını-çizme işlemi
 
   insan için bir ölüm-kalım meselesidir.
Modern felsefenin sefaleti
 
   böyle hatırlatıcılardan sarfı nazar etme
teşebbüsünün sonuçlarından kaynaklanır. 
Bir insanın akla sadakat
çığlıkları
 
   tek başına anlamsızdır: "akıl"
aksiyomatik değil
 
   karmaşık ve türev bir kavramdır. Ve
 
   özellikle Kant'ın usta olduğu kavram-çalma
felsefi tekniği
 
   akıl yoluyla aklı inkar etme çabası
 
   bayat bir hile haline gelmiştir. Bir insanın
 
   bir teorinin veya bir felsefi sistemin
rasyonel olup olmadığı anlaşılmak isteniyorsa
 
   aklın geçerliğini kabul edip etmediğini
sormak yararsızdır; aksiyomatik kavramlar konusundaki tutumu
 
   bütün gerçeği ifade edecektir. 
"Mantık Pozitivistleri"
diye adlandırılan modern felsefe ekolü
 
   kavramların işte bu tabiatına itiraz eder.
Bu sözde-filozofların kelime kalabalıklarının gerisinde; ders çalışmak yerine
 
   otomatik bilgi hapları yutarak öğrenmeyi
hayal eden ve bu mümkün olmadığı için canı sıkılan şımarık bir çocuğun
 
   realiteye tekme atarak şöyle sızlandığını
duymak mümkündür: "Bağlam
 
   bütünleştirme
 
   zihni gayret ve birinci-elden araştırma
 
   benden çok şey istemek olur. Böylesine
talepkar bir bilgilenme metodunu reddediyorum! Şu andan itibaren
 
   kendi "yapılar"ımı imal
edeceğim!" (Bu sızlanmayla şunu söylemek isterler: "Kavramların
kökenini bizatihi şeylerde aramak bizi başarısızlığa götürdü; tek
alternatifimiz sübjektivizmdir.")
Gerçek şudur ki: bazı modern insanlarca
 
   akışkan
 
   dinamik
 
   ilerici bir bilimin avukatları zannedilen bu
sözde-filozoflar; gerçekte
 
   hiç gayretsiz elde edilen
 
   içeriği değişmeyen
 
   otomatik bir bilgi arayan (Alim-i Mutlak
olmak isteyen) antika mistiklerin günümüzdeki temsilcilerinden başka birileri
değildirler. 
Gerçek şudur ki: bazı modern insanlarca
İnsanlar arasında bilgisel
işbölümünü mümkün kılan şey
 
   kavramların "açık-uçlu"
karakteridir. Bir bilim adamının özel bir inceleme alanında uzmanlaşabilmesi
 
   ancak daha geniş bir bağlamın varlığıyla
 
   yani aynı konunun başka yönlerinde varolan
çalışmalara kendi çalışmasını bütünleştirip parelellikler kurabilmesiyle
mümkündür. Mesela
 
   tıp bilimini ele alalım. Eğer
 
   "insan" kavramı bu bilimin
birleştirici kavramı olarak ortada bulunmasaydı (eğer; bazı bilim adamları
 
   sadece insan ciğerlerini; bazıları
 
   sadece mideyi; bazıları
 
   sadece kan dolaşımını; vs. inceleselerdi);
eğer
 
   bu konudaki her yeni keşif
 
   aynı varlığa atfedilmeseydi
 
   yani Kimlik Kanunu'na tam bir itaat halinde
"insan" kavramı içinde bütünleştirilmeseydi; tıp bilimi diye bir
bilim olmazdı 
Aksiyomatik tasarım Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde
20 yıl önce geliştirilmiş bir teori ve metodolojidir. Tasarımcılara kötü
dizaynın üzerinde odaklanmalarına yardımcı olmaktadır. Teorinin yaratıcısı olan
Profesör Nam Suh şöyle demektedir; ” Aksiyomatik tasarımın amacı, tasarımcıları
daha yaratıcı olması, rasgele araştırma süresinde azalma, hatalı ve tekrarlı
süreçlerin minimize edilmesi, ve tüm önerilenler/alternatifler arasından en iyi
dizaynı bulmaktır.”
Aksiyomatik dizayn akademik bir teori olmasına rağmen,
gerçekliğe dayandırılmış bir yöntemdir. Matriks metotlarını kullanmaktadır ve dizayn
için kullanılan sistematik ve bilimsel bir yaklaşımdır. Müşteri isteklerini
fonksiyonel gereksinimler için parçalara ayırma işleminde tasarımcılara rehber
olmaktadır. Sonrasında ise fonksiyonel gereksinimleri de parçalara ayırarak
dizayn parametrelerine dönüştürmede rehberlik görevini devam ettirmektedir. Son
olarak bu dizayn parametrelerini ortaya koymak için süreç hesaplamalarını ve
çözümlemesini ortaya koyar. Aksiyomatik tasarım müşteri taleplerinden yola
çıkarak, dizayn parametrelerini ve buradan da süreç değişkenlerine doğru
sistematik bir yaklaşımı önermektedir. Böylece tasarım dünyasının 4
yapıtaşını(müşteri, fonksiyonellik, fiziksellik-somutluk, süreç) göz önünde
bulundurmaktadır.
Neden Aksiyomatik tasarım?
- Mühendisler
     karmaşık/kompleks sistemlerin dizaynı ve üretimi ile ilgilenirler.
- Aksiyomatik tasarım,
     dizaynın karar verme sürecine yardımcıdır.
- Doğru karar vermeyi
     sağlar,
- Ürünlerin kalitesinin
     artmasını sağlar,
- Karmaşık sistemler ile
     başa çıkabilir,
Aksiyomatik tasarım diğer birçok kalite metodolojilerinden farklılık göstermektedir. Gerçeklerden sonra yola çıkan bir yaklaşımdır. Yani, sonuçlara bakarak bu sonuçların kaynağını derinlemesine inceler.
Taguchi ve aksiyomatik tasarım, sadece dizaynın kendisine odaklanan metodolojilerdir. Başlamak için dizaynın iyi olduğundan emin olmalıdırlar
Aksiyomatik Tasarım Prensipleri 
Aksiyomatik Tasarım; ürünler, sistemler ve süreçler için
tasarım alanını bilimsel yapmak için Suh tarafından geliştirilmiş bir tasarım
metodudur. Suh , tasarımı, “neyi gerçekleştirmek istiyoruz” ve “nasıl
gerçekleştirebiliriz” sorularının etkileşimiyle tanımlar. Aksiyomlarla tasarım
yönteminin temel amacı, tasarımlar için bilimsel bir temel oluşturmak ve tasarımcıyı,
mantıklı düşünce süreçleri ve araçları ile destekleyerek tasarım faaliyetlerini
geliştirmektir. Aksiyomlarla tasarım içinde en önemli kavram tasarım
aksiyomlarının varlığıdır. İki tasarım aksiyomu ürün tasarımlarını oluşturmak ve
kurulan çözüm alternatiflerinden en iyisini seçmek için oransal bir temel sağlar.
Bu aksiyomlar aşağıdaki gibidir:
• Aksiyom 1 (Bağımsızlık Aksiyomu): Fonksiyonel
ihtiyaçların bağımsızlığını devam ettirmek. Kabul edilebilir bir tasarımda, bir
tasarım parametresi (DP) diğer fonksiyonel ihtiyaçları (Fİ) etkilemeden ilgili
fonksiyonel ihtiyacı sağlamak için düzenlenebilir.
• Aksiyom 2 (Bilgi Aksiyomu): Bilgi içeriğini minimize
etmek. Alternatif tasarımlardan Bağımsızlık Aksiyomunu sağlayan en iyi tasarım
minimum bilgi içeriğine sahiptir.
Bağımsızlık Aksiyomu, tasarım amaçlarını karakterize eden
bağımsız fonksiyonel ihtiyaçların
minimum sayısı olarak tanımlanan Fonksiyonel ihtiyaçların
(Fİ) bağımsızlığının sürekli korunması gerektiğini savunur. İki ya da daha
fazla fonksiyonel ihtiyaç olduğunda, tasarım çözümü diğer fonksiyonel ihtiyacı
etkilemeden her bir fonksiyonel ihtiyacı sağlamalıdır. Bu da fonksiyonel
ihtiyaçları sağlayan ve bunların bağımsızlığını koruyabilecek doğru bir tasarım
parametre kümesinin seçimi anlamına gelir.
Bilgi aksiyomu; bağımsızlık aksiyomunu sağlayan tasarımlar
arasından minimum bilgi içeriğine sahip tasarımın en iyi tasarım olduğunu
savunur. Çünkü bilgi içeriği, olasılık terimleriyle tanımlanır, aynı zamanda
ikinci aksiyoma göre gerçekleşme olasılığı en yüksek olan tasarım en iyi
tasarımdır. Bilgi içeriği I, verilen bir fonksiyonel ihtiyaç (Fİ)’yi sağlama
olasılığı ile tanımlanır.  Bilgi küçük
birimlerle verilir. Aynı zamanda karşılanması gereken bir sürü fonksiyonel
ihtiyaç olduğunda bilgi içeriğinin eklenebilmesi için logaritmik fonksiyon
seçilmiştir. n tane Fİ olduğundan toplam bilgi içeriği tüm bu olasılıkların toplamıdır.
Tüm olasılıklar toplamı 1’e eşit olduğunda bilgi içeriği sıfırdır ve tersine
bir ya da daha fazla olasılık sıfıra eşit olduğunda gerekli bilgi sonsuzdur. Bu
olasılık düşük ise, fonksiyonel ihtiyaçları karşılamak için daha fazla bilgiye
ihtiyaç duyulduğu anlamına gelir.Gerçekleşme olasılığı, Fİ için Tasarım
Aralığını (dr) belirterek ve Fİ’yi sağlayacak tasarım için Sistem Aralığını
(sr) belirleyerek hesaplanabilir. Şekil 1’de bir Fİ’nin sistem olasılık dağılım
fonksiyonu uniform olduğunda, tasarımcının belirlediği ‘tasarım aralığı’ ve
sistemin gerçekleştirdiği ‘sistem aralığı’nın kesiştiği bölgenin kabul
edilebilir çözümün bulunduğu alan olduğu görülmektedir. 
Eğer Fİi sürekli tesadüfi değişken ise, ps (Fİi) her Fİi için
sistem olasılık yoğunluk fonksiyonu iken, tasarım aralığındaki Fİi’yi
gerçekleştirme olasılığı Eşitlik 4 ile hesaplanır;
sistemin olasılık yoğunluk fonksiyonunun integralini
alarak bütün sistemin aralığının gerçekleşme olasılığını verir. (örneğin
tasarım aralığının en düşük sınırı dr1, üst tasarım aralığının sınırı, Tasarım aralığı
ve sistem aralığı arasındaki kesişim bölgesi ortak alan (cr) olarak gösterilir
ve bu alan sadece fonksiyonel ihtiyaçların sağlandığı bölgedir. Sonuç olarak,
sistem aralığının altındaki alanın, ortak aralığın altındaki alana bölümü,
tasarımın belirlenmiş
hedefinin gerçekleşme derecesinin olasılığına eşittir.
 
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder