13 Aralık 2012 Perşembe

AKSİYOMATİK TASARIM


AKSİYOMATİK TASARIM

Aksiyomatik kavramlar insan bilincinin sabitleridir; insan bilincinin sürekliliğini kimliklendiren ve böylece bu sürekliliği koruyan bilgisel bütünleştiricilerdir. Aksiyomatik kavramlar diğer bütün kavramlarda zımnen varolan psikolojik zaman ölçümlerinin dışarıda bırakılmış olduğunu açık olarak ifade ederler.

Hatırlanmalıdır ki; kavramsal haberdarlık geçmişi şimdiyi ve geleceği bütünleştirmeğe muktedir tek haberdarlık tipidir. Duyumlar sadece şimdiki zamandan haber verir ve yaşanan anın ötesinde muhafaza edilemez; algılar muhafaza edilir ve otomatik hafıza vasıtasıyla geçmişle gevşek bir bağlantı sağlayabilir ama geleceği öngöremez. Sadece kavramsal haberdarlık geçmiş şimdiki ve gelecek bütün yaşantıyı (dışabakışsal olarak mevcudiyetin sürekliliğini; içebakışsal olarak bilincin sürekliliğini) kavramaya ve göz önünde tutmaya böylece sahibine geleceği uzun-vadeli olarak öngörme yeteneği vermeye muktedirdir. Bu sürekliliğin kavranması ve göz önüne getirilmesi aksiyomatik kavramlar vasıtasıyla olur; böylece mevcudiyet ve bilinç olgularının tamamı bilinçli haberdarlık alanına sokulur ve bilgi haline getirilir. Aksiyomatik kavramlar bilginin ön-şartını belirler; bilginin ön-şartı: mevcudiyet ile bilinç arasındaki ayrımın farkında olmaktır; realite ile realiteden haberdarlık arasındaki ayrımın bilgilenmenin nesnesi ile öznesi arasındaki ayrımın farkında olmaktır.

Aksiyomatik kavramlar OBJEKTİF' liğin temelidir.

Aksiyomatik kavramlar bir çocuğun veya bir hayvanın bilincinde sadece zımnen bulunan bir şeyi açık olarak kimliklendirir. (Zımni bilgi pasif olarak zihinde tutulan ve kavranması için bilincin özel bir odaklanmışlığını ve işlem yapmasını gerektiren malzemedir. Zımni bilgiyi açık bilgi haline getiren bilinç işlemini bir çocuk er-geç öğrenir; ama bir hayvan hiç öğrenemez.)

Bir hayvanın algısal haberdarlık durumu kelimelerle anlatılabilseydi; bu durum rasgele anların bağlantısı olmayan bir dizisinden ibaret olurdu: Mesela "İşte şimdi masa; işte şimdi ağaç; işte şimdi adam; işte şimdi görüyorum; işte şimdi duyuyorum; vs." Ertesi gün veya saat bu dizi sil baştan tekrar başlar ve sadece basit bazı hafıza bağları eklenebilir: Mesela "bu şimdi yem; bu şimdi sahip; vs." Aynı malzeme üzerinde bir insan bilincinin aksiyomatik kavramlar vasıtasıyla yaptığını kelimelerle ifade edersek: "Masa mevcuttur; ağaç mevcuttur; insan mevcuttur; ben bilinçliyim."

Aksiyomatik kavramlar bir gurup mevcut-şeyin diğerlerinden ayırt edilmesiyle teşkil edilmeyip bütün mevcut-şeylerin bütünleştirilmesini temsil ettiklerinden; başka hiçbir şey ile Kavramsal Asgari Müştereğe sahip değildirler. Aksiyomatik kavramların hiçbir zıddı ve hiçbir alternatifi yoktur. "Masa" kavramının zıddı vardır: "gayrı-masa"; bir gayri-masa masa dışındaki her cins mevcut-şeydir. "İnsan" kavramının zıddı vardır: "gayrı-insan"; bir gayrı-insan insan dışındaki her cins mevcut-şeydir. Ama "mevcudiyet " "kimlik" ve "bilinç"in hiçbir zıddı yoktur. Bunların zıddı hükümsüzdür geçersizdir anlamsızdır.

"Mevcudiyet" kavramı; altındaki mevcut-şeylerin nelerden ibaret olduğuna işaret etmez: sadece onların mevcut olduğu birincil olgusunun altını çizer. "Kimlik" kavramı; altındaki mevcut-şeylerin özel tabiatlarına işaret etmez: sadece onların ne ise o oldukları birincil olgusunun altını çizer. "Bilinç" kavramı; birisinin hangi mevcut-şeylerin bilincinde olduğuna işaret etmez: sadece birisinin bilinçli olduğu birincil olgusunun altını çizer.

Birincil olguların altlarının çizilmesi aksiyomatik kavramların hayati epistemolojik fonksiyonlarından biridir. Aksiyomatik kavramların birincil olgulara işaret ediyor olması onların ancak tekrarlamalar halinde cümle içinde kullanılabilmesinin sebebidir :
Mevcudiyet mevcuttur; Bilinç bilinçlidir; A= A'dır. (Bu temel ve hatırlatıcı cümleler aksiyomatik kavramları formel aksiyomlara dönüştürür.)

Hayvanlar için hiç önemli olmayan bu özel altını-çizme işlemi insan için bir ölüm-kalım meselesidir. Modern felsefenin sefaleti böyle hatırlatıcılardan sarfı nazar etme teşebbüsünün sonuçlarından kaynaklanır.

Bir insanın akla sadakat çığlıkları tek başına anlamsızdır: "akıl" aksiyomatik değil karmaşık ve türev bir kavramdır. Ve özellikle Kant'ın usta olduğu kavram-çalma felsefi tekniği akıl yoluyla aklı inkar etme çabası bayat bir hile haline gelmiştir. Bir insanın bir teorinin veya bir felsefi sistemin rasyonel olup olmadığı anlaşılmak isteniyorsa aklın geçerliğini kabul edip etmediğini sormak yararsızdır; aksiyomatik kavramlar konusundaki tutumu bütün gerçeği ifade edecektir.

"Mantık Pozitivistleri" diye adlandırılan modern felsefe ekolü kavramların işte bu tabiatına itiraz eder. Bu sözde-filozofların kelime kalabalıklarının gerisinde; ders çalışmak yerine otomatik bilgi hapları yutarak öğrenmeyi hayal eden ve bu mümkün olmadığı için canı sıkılan şımarık bir çocuğun realiteye tekme atarak şöyle sızlandığını duymak mümkündür: "Bağlam bütünleştirme zihni gayret ve birinci-elden araştırma benden çok şey istemek olur. Böylesine talepkar bir bilgilenme metodunu reddediyorum! Şu andan itibaren kendi "yapılar"ımı imal edeceğim!" (Bu sızlanmayla şunu söylemek isterler: "Kavramların kökenini bizatihi şeylerde aramak bizi başarısızlığa götürdü; tek alternatifimiz sübjektivizmdir.")

Gerçek şudur ki: bazı modern insanlarca akışkan dinamik ilerici bir bilimin avukatları zannedilen bu sözde-filozoflar; gerçekte hiç gayretsiz elde edilen içeriği değişmeyen otomatik bir bilgi arayan (Alim-i Mutlak olmak isteyen) antika mistiklerin günümüzdeki temsilcilerinden başka birileri değildirler.

İnsanlar arasında bilgisel işbölümünü mümkün kılan şey kavramların "açık-uçlu" karakteridir. Bir bilim adamının özel bir inceleme alanında uzmanlaşabilmesi ancak daha geniş bir bağlamın varlığıyla yani aynı konunun başka yönlerinde varolan çalışmalara kendi çalışmasını bütünleştirip parelellikler kurabilmesiyle mümkündür. Mesela tıp bilimini ele alalım. Eğer "insan" kavramı bu bilimin birleştirici kavramı olarak ortada bulunmasaydı (eğer; bazı bilim adamları sadece insan ciğerlerini; bazıları sadece mideyi; bazıları sadece kan dolaşımını; vs. inceleselerdi); eğer bu konudaki her yeni keşif aynı varlığa atfedilmeseydi yani Kimlik Kanunu'na tam bir itaat halinde "insan" kavramı içinde bütünleştirilmeseydi; tıp bilimi diye bir bilim olmazdı

Aksiyomatik tasarım Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde 20 yıl önce geliştirilmiş bir teori ve metodolojidir. Tasarımcılara kötü dizaynın üzerinde odaklanmalarına yardımcı olmaktadır. Teorinin yaratıcısı olan Profesör Nam Suh şöyle demektedir; ” Aksiyomatik tasarımın amacı, tasarımcıları daha yaratıcı olması, rasgele araştırma süresinde azalma, hatalı ve tekrarlı süreçlerin minimize edilmesi, ve tüm önerilenler/alternatifler arasından en iyi dizaynı bulmaktır.”

Aksiyomatik dizayn akademik bir teori olmasına rağmen, gerçekliğe dayandırılmış bir yöntemdir. Matriks metotlarını kullanmaktadır ve dizayn için kullanılan sistematik ve bilimsel bir yaklaşımdır. Müşteri isteklerini fonksiyonel gereksinimler için parçalara ayırma işleminde tasarımcılara rehber olmaktadır. Sonrasında ise fonksiyonel gereksinimleri de parçalara ayırarak dizayn parametrelerine dönüştürmede rehberlik görevini devam ettirmektedir. Son olarak bu dizayn parametrelerini ortaya koymak için süreç hesaplamalarını ve çözümlemesini ortaya koyar. Aksiyomatik tasarım müşteri taleplerinden yola çıkarak, dizayn parametrelerini ve buradan da süreç değişkenlerine doğru sistematik bir yaklaşımı önermektedir. Böylece tasarım dünyasının 4 yapıtaşını(müşteri, fonksiyonellik, fiziksellik-somutluk, süreç) göz önünde bulundurmaktadır.

Neden Aksiyomatik tasarım?

  • Mühendisler karmaşık/kompleks sistemlerin dizaynı ve üretimi ile ilgilenirler.
  • Aksiyomatik tasarım, dizaynın karar verme sürecine yardımcıdır.
  • Doğru karar vermeyi sağlar,
  • Ürünlerin kalitesinin artmasını sağlar,
  • Karmaşık sistemler ile başa çıkabilir,
Aksiyomatik ve Diğer Dizayn Metodolojileri
Aksiyomatik tasarım diğer birçok kalite metodolojilerinden farklılık göstermektedir. Gerçeklerden sonra yola çıkan bir yaklaşımdır. Yani, sonuçlara bakarak bu sonuçların kaynağını derinlemesine inceler.
Taguchi ve aksiyomatik tasarım, sadece dizaynın kendisine odaklanan metodolojilerdir. Başlamak için dizaynın iyi olduğundan emin olmalıdırlar

Aksiyomatik Tasarım Prensipleri

Aksiyomatik Tasarım; ürünler, sistemler ve süreçler için tasarım alanını bilimsel yapmak için Suh tarafından geliştirilmiş bir tasarım metodudur. Suh , tasarımı, “neyi gerçekleştirmek istiyoruz” ve “nasıl gerçekleştirebiliriz” sorularının etkileşimiyle tanımlar. Aksiyomlarla tasarım yönteminin temel amacı, tasarımlar için bilimsel bir temel oluşturmak ve tasarımcıyı, mantıklı düşünce süreçleri ve araçları ile destekleyerek tasarım faaliyetlerini geliştirmektir. Aksiyomlarla tasarım içinde en önemli kavram tasarım aksiyomlarının varlığıdır. İki tasarım aksiyomu ürün tasarımlarını oluşturmak ve kurulan çözüm alternatiflerinden en iyisini seçmek için oransal bir temel sağlar. Bu aksiyomlar aşağıdaki gibidir:

• Aksiyom 1 (Bağımsızlık Aksiyomu): Fonksiyonel ihtiyaçların bağımsızlığını devam ettirmek. Kabul edilebilir bir tasarımda, bir tasarım parametresi (DP) diğer fonksiyonel ihtiyaçları (Fİ) etkilemeden ilgili fonksiyonel ihtiyacı sağlamak için düzenlenebilir.

• Aksiyom 2 (Bilgi Aksiyomu): Bilgi içeriğini minimize etmek. Alternatif tasarımlardan Bağımsızlık Aksiyomunu sağlayan en iyi tasarım minimum bilgi içeriğine sahiptir.

Bağımsızlık Aksiyomu, tasarım amaçlarını karakterize eden bağımsız fonksiyonel ihtiyaçların

minimum sayısı olarak tanımlanan Fonksiyonel ihtiyaçların (Fİ) bağımsızlığının sürekli korunması gerektiğini savunur. İki ya da daha fazla fonksiyonel ihtiyaç olduğunda, tasarım çözümü diğer fonksiyonel ihtiyacı etkilemeden her bir fonksiyonel ihtiyacı sağlamalıdır. Bu da fonksiyonel ihtiyaçları sağlayan ve bunların bağımsızlığını koruyabilecek doğru bir tasarım parametre kümesinin seçimi anlamına gelir.

Bilgi aksiyomu; bağımsızlık aksiyomunu sağlayan tasarımlar arasından minimum bilgi içeriğine sahip tasarımın en iyi tasarım olduğunu savunur. Çünkü bilgi içeriği, olasılık terimleriyle tanımlanır, aynı zamanda ikinci aksiyoma göre gerçekleşme olasılığı en yüksek olan tasarım en iyi tasarımdır. Bilgi içeriği I, verilen bir fonksiyonel ihtiyaç (Fİ)’yi sağlama olasılığı ile tanımlanır.  Bilgi küçük birimlerle verilir. Aynı zamanda karşılanması gereken bir sürü fonksiyonel ihtiyaç olduğunda bilgi içeriğinin eklenebilmesi için logaritmik fonksiyon seçilmiştir. n tane Fİ olduğundan toplam bilgi içeriği tüm bu olasılıkların toplamıdır. Tüm olasılıklar toplamı 1’e eşit olduğunda bilgi içeriği sıfırdır ve tersine bir ya da daha fazla olasılık sıfıra eşit olduğunda gerekli bilgi sonsuzdur. Bu olasılık düşük ise, fonksiyonel ihtiyaçları karşılamak için daha fazla bilgiye ihtiyaç duyulduğu anlamına gelir.Gerçekleşme olasılığı, Fİ için Tasarım Aralığını (dr) belirterek ve Fİ’yi sağlayacak tasarım için Sistem Aralığını (sr) belirleyerek hesaplanabilir. Şekil 1’de bir Fİ’nin sistem olasılık dağılım fonksiyonu uniform olduğunda, tasarımcının belirlediği ‘tasarım aralığı’ ve sistemin gerçekleştirdiği ‘sistem aralığı’nın kesiştiği bölgenin kabul edilebilir çözümün bulunduğu alan olduğu görülmektedir.

Eğer Fİi sürekli tesadüfi değişken ise, ps (Fİi) her Fİi için sistem olasılık yoğunluk fonksiyonu iken, tasarım aralığındaki Fİi’yi gerçekleştirme olasılığı Eşitlik 4 ile hesaplanır;

sistemin olasılık yoğunluk fonksiyonunun integralini alarak bütün sistemin aralığının gerçekleşme olasılığını verir. (örneğin tasarım aralığının en düşük sınırı dr1, üst tasarım aralığının sınırı, Tasarım aralığı ve sistem aralığı arasındaki kesişim bölgesi ortak alan (cr) olarak gösterilir ve bu alan sadece fonksiyonel ihtiyaçların sağlandığı bölgedir. Sonuç olarak, sistem aralığının altındaki alanın, ortak aralığın altındaki alana bölümü, tasarımın belirlenmiş
hedefinin gerçekleşme derecesinin olasılığına eşittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder